Yurt Dışında Doktora Yapmak — 3

28. Hafta

Yiğitcan Sümbelli
4 min readNov 4, 2022

Merhaba! Yurt dışında doktora yapmak serisinin son yazısına hoş geldiniz! Bu bölümde bir başvurunun son aşamalarından bahsedeceğiz.

***

CV’nizi ve motivasyon mektubunuzu tamamladınız, gönderdiniz ve başvurduğunuz pozisyona uygun olduğunuzu düşündüklerini belirttikleri cevabı aldınız. Artık hayalinize ulaşmanız için önünüzde tek bir engel kaldı: mülakat.

Bugüne kadar pek çok başvuru yapmıştım ben de. Hatta bir süre sonra bunları bir kenara kaydetmeye de başlamıştım. Ben açılan pozisyonları beklemek yerine ilgilendiğim alanda çalışan kişileri bulup direkt onlara “Ben sizinle çalışmak istiyorum” şeklinde mail gönderdiğim için doğal olarak pek çok mailim “şu an uygun bir pozisyonumuz yok” cevabını almamla sonuçlanıyordu. Fakat bazı durumlar oluyordu ki bir pozisyon bulunmasa bile benimle görüşmek istediklerini söylüyorlardı. Ben de kendime tecrübe olsun diye bütün bu fırsatlara atlıyordum. Böyle böyle — ilave COVID-19 sürecini de katarak — yaklaşık 2 yılı bitirmiştim başvurularda. Şunu kesin bir şekilde öğrenmiştim ki reddedilmek hiçbir zaman daha kolay olmuyor zamanla.

Bir gün başvurularıma baktım, çok fazla olmuşlardı. Bunun bir zararı yoktu tabi fakat benim moralimi bozmaya başlıyordu bu gittikçe büyüyen sayı. Arada 1–2 mülakat da olmuştu ama onlar da başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Moralimi yükseltmeliydim. Başvurularımı güçlendirmeliydim. Oturdum ve dahil olduğum mülakatlarda genellikle ne tür konuşmalar yaptığımızı düşünmeye başladım.

Karşılıklı görüşme sürecinde bahsi geçen konuları 2 grup altında toplarsak yanlış olmaz bence. Bunlar:

  • Sizin akademik birikiminiz
  • Konuya olan hakimiyetiniz

Her şeyden önce kendimi hazırladığım ilk düşünce şuydu: karşımdaki kişi yaklaşık 4 yıl boyunca güvenebileceği birisini arıyor. Bu 4 yıl yalnızca akademik başarıdan oluşmuyor, aynı zamanda hali hazırda var olan grubun dinamiklerine de uyum sağlaması gerekiyor. Peki ben ne arıyorum? Ben de yalnızca bir doktora pozisyonu değil, yaklaşık olarak 4 yıl boyunca günlerimin büyük bir çoğunluğunu beraber geçireceğim insanları seçiyordum. Bu görüşme karşılıklı bir görüşme bu sebepten dolayı.

Potansiyel danışmanım öncelikle benim akademik birikimimi görmeli. Bu ne demek? Benim akademiye olan uygunluğum, sahip olduğum araştırma yeteneklerini kullanarak yeni fikirler üretebilme potansiyelim ile bağlantılı aslında. Ben bugüne kadar çalıştığım konulardan ne gibi çıktılar üretebilmişim? Bir kongreye katılıp araştırmamı poster olarak sundum mu? Veya gelecekte çalışmak istediğim konuda yapılan bir konuşmaya katıldım mı? Ne kadar ciddiyim söylediklerimde? Bu projede çalışmak istediğimi söylüyorum fakat karşımdaki kişiyi buna inandırabileceğim verileri gösterebiliyor muyum? Bu verileri gösteremiyorsam bile bunları yapacağıma inandırabilir miyim?

Bu soruların cevabı lisans ve yüksek lisans eğitimleriniz boyunca yaptıklarınız ile alakalı aslında. Potansiyel danışmanınız birlikte çalışacağı öğrencinin bugüne kadar yaptıklarını ne kadar ciddiye alarak yaptığını görmek istiyor bir bakıma. Siz yüksek lisansınızda xxx konusunda çalıştığınızı söylüyorsunuz fakat danışmanınıza bunu kanıtlayabileceğiniz (teziniz dışında) ne tür bir akademik çıktı gösterebiliyorsunuz?

İkinci mesele de çalışmak istediğiniz konuya ne kadar hakimsiniz? Bir doktora adayı olarak çalıştığınız konuda güncel durumda hangi noktaların eksik olduğunu bilmeniz beklenir; bir doktora aday adayı olarak da başvurduğunuz projeye ne katacağınızı göstermeniz beklenir. Sonuçta size git bu konuyu araştır demeyecek kimse, siz hangi sorulara cevap arayacağınızı belirleyebiliyor olmalısınız.

Peki bütün bu bahsettiklerimizi bir görüşmede nasıl göstereceksiniz?

Öncelikle akademik geçmişinizi göstermek oldukça basit; CV’niz zaten bu işi sizin adınıza yapıyor. Sizin bir görüşmede buna ek bir şeyler katmanız bekleniyor. “Ben bu kongreye katıldım” dediğiniz zaman karşınızdaki kişinin aklından geçen cümle “evet bunu CV’den görebiliyorum zaten?” oluyor. Bu kongreye katıldım demek yerine “şu şu çalışmamda cevap aradığım soru ile ilgili yaptığım araştırmaları bu kongrede poster olarak tartıştım” derseniz mesela o kongreye neden katıldığınızı açıklamış olursunuz. Karşınızdaki kişi de o kongreye birileri sizi gönderdiği için değil, belli bir hedefe sahip olarak gittiğinizi anlamış olur.

Veya hiç yayınlanmış çalışmanız yok diyelim, bunun sebeplerini açıklayabilirsiniz. Başarısız bir sonuç da önemli bir sonuçtur. Başarısız olduğunuzda ne yaptığınızı açıklayabilirsiniz.

Konuya olan hakimiyetinizi anlattığınız bölümde ise o alanda yazılmış makalelerin hangi ana konuları irdelediğini, genellikle hangi sorunlara çözümler arandığını, bunun için genellikle hangi yöntemlerin kullanıldığını ve sizin neden bu yöntemden farklı bir yol izlemek istediğinizi açıkladığınız bir konuşma karşınızdaki kişiye istediği her şeyi veriyor. Siz bu cümleler ile diyorsunuz ki “projenin hedeflediği amaç bu; ben bu amaca farklı bir yöntemle ulaşacağım çünkü hali hazırda uygulanan yöntemlerin avantaj ve dezavantajları bunlar” = “ben bir hipotezin ne olduğunu anlayabiliyorum, buna uygun çözüm önerileri getirebiliyorum ve bu konuda literatürde kimin ne çalıştığına hakimim”.

***

Evet, başvuru yapmak kolay bir iş değil. Pek çok basamaktan oluşan, zaman isteyen ve ciddi bir hazırlık gerektirebilen bir süreç. Bu yola çıktığınızda kabul etmeniz gereken noktalardan birisi pek çok sefer olumsuz yanıt alabileceğiniz ve bu yanıtların sizi yıkmaması gerektiği. Ne kadar zorlanırsanız zorlanın, tünelin ucu oldukça güzel bir yere çıkıyor

***

Umarım genel olarak bazı noktalarda bazı cevaplar verebildiğimiz bir yazı dizisi olmuştur. Merak ettikleriniz ve tartışmak istediğiniz konular hakkında bize her zaman ulaşabilirsiniz.

Hoşçakalın!

--

--