Yurt Dışında Doktora Yapmak — 2

27. Hafta

Yiğitcan Sümbelli
6 min readMar 22, 2022

Merhaba! Yurt dışında doktora yapmak serimizin 2. yazısına hoş geldiniz. Önceki yazıda başarı kriterlerinden ve belirlediğiniz hedefe yönelik ilerleyen yolda biraz gözü kara olmak gerektiğinden bahsetmiştik. Şimdi bu hedefe yönelik ilerlerken karşınıza çıkacak bazı engellerden ve bu engelleri aşarken kullanabileceğiniz 2 araçtan bahsedeceğiz; akademik CV ve motivasyon mektubu.

***

Yüksek lisans eğitimim sırasında birkaç ay süresinde yurt dışında bir ekipte, gelecekte çalışmak istediğim konu ile doğrudan alakalı bir konuda araştırma yapma fırsatı yakalamıştım. Bu cümlede 2 noktaya dikkat çekmek istiyorum: araştırma yaptığım konu geleceğe yönelik hedeflerime ulaşmamda yardımcı olacaktı ve bu fırsatı ben kendi kendime yaratmıştım. Bu fırsatı nasıl yarattığımdan önceki yazıda bahsetmiştim; Erasmus+ bursundan faydalandım. Fakat bu konuyu tekrar gündeme getirme sebebim bu sefer farklı. Ben o yurt dışındaki ekibe gitmeyi nasıl başardım?

Bursu kazandığımı öğrendiğim an yapmam gerekenleri biliyordum: CV’mi güncelleyecektim ve bir motivasyon mektubu yazacaktım. Peki tamam, ama kimlere gönderecektim bu belgeleri? Bazı okullar size başvuru yapabileceğiniz yerler konusunda tavsiye verebiliyor fakat benim çalıştığım konu zaten çok spesifik bir konuydu. Üstüne üstlük bırakın Avrupa’yı, tüm dünyada çalışan oldukça az kişi vardı. Ama bu durum benim için bir fırsata dönüştü; gidebileceğim yerleri araştırmak için yayınlanmış makaleleri taradım. Çalışan sayısı az olunca taramam gereken makale sayısı da bir nebze azalmış oldu :) Kim, hangi ülkede, hangi konuda çalışmış sorularıyla kendime bir liste hazırladım. 1 haftalık bir çalışmanın sonucunda karşımda 50'den biraz fazla mail adresinden oluşan bir liste duruyordu.

Şimdi karşımda 2. bir sorun duruyordu.

Bu 50'den fazla motivasyon mektubu yazmam gerektiği anlamına mı geliyordu?

Aslında hem evet hem hayır. Bir motivasyon mektubu hazırlamaya başladığınız zaman bu mektubun bir omurgasını oluşturuyorsunuz önce. İlk paragrafta kendinizi kısaca tanıtıp mektubu yazma amacınızdan bahsediyorsunuz. Daha sonra başvurduğunuz ekibin yaptığı çalışmaların size neler katabileceği ve sizin onlara neler katabileceğinizi gösteriyorsunuz mektubunuzda. Bu omurganın ilk paragrafı genellikle değişen isimler hariç hep aynı kalıyor. Sonrasında gelen paragraflar başvuru yaptığınız araştırma grubunun çalışmalarına göre şekillendiği için değişiyor ancak birkaç farklı versiyondan sonra yazdıklarınız aşağı yukarı belli olmaya başladığı için her seferinde sıfırdan bir mektup yazıyor gibi olmuyorsunuz.

Peki örnek bir motivasyon mektubunu nasıl şekillendirebiliriz?

Merhaba Dr. xxx,Ben yyy, şu okulda yüksek lisans eğitimimi bitirmek üzereyim ve size bu maili grubunuzda açılan doktora pozisyonuna başvurmak amacıyla gönderiyorum.Geçmişte bu bu bu konuları çalıştım, tezimin başlığı şuydu ve tezim kapsamında bunları bunları yaptım. Burada tecrübe kazandığım şu konular, sizin projelerinizde çalıştığınız bu konular ile oldukça ilgili ve benim de gelecekteki akademik kariyerimde kendime çizdiğim yolda ilerlememe oldukça yardımcı olacağını düşünüyorum.Şu ve bu çalışmalarınızda kullandığınız bu teknikler, benim tecrübeli olduğum bu tekniklerle birleştirildiğinde araştırmalarınıza farklı bir bakış açısı getirerek güzel sonuçlar alabileceğimizi düşünüyorum. Bu yenilikçi araştırmaların aynı zamanda alandaki şu eksikleri dolduracağına inanıyor ve bunu benim akademik gelişimim için çok önemli bir adım olarak görüyorum.Ekte CV'mi bulabilirsiniz. Bye!

Yine anılara geri dönecek olursak, ben de yukarıdaki gibi bir mektup iskeleti oluşturmuştum kendime. Bu mektupta gerekli yerleri düzeltip düzeltip etrafa gönderiyordum. Bu sefer doktora başvurularım için yaklaşık 90 tane mail göndermiştim ve hepsi olumsuz sonuçlanmıştı; 10 tane görüşme yapıp biraz ilerleyebilmiştim ancak yine de moralim bozuluyordu. Neyi yanlış yapıyordum acaba?

Her reddedilişimde sebeplerini soruyordum ve genelde benzer cevaplar alıyordum. Derken bir gün bir hoca tam olarak şunları yazdı:

“Mektubunda yazdıklarına bakarak aynı mektubu herkese gönderdiğini ve yalnızca bazı yerleri değiştirdiğini söyleyebilirim.”

***

Yukarıda yaptığım yanlışı tartışmadan önce biraz konuyu değiştirelim. Bütün bu süreç boyunca kendime hatırlattığım bir mottom vardı benim:

Bu başvuruyu okuyan kişi ben olsam, ekibime katılacak kişiyi seçerken göreceklerim bana tek bir şey göstermeli: neden bu projeye başvuru yapan diğer kişiler yerine sen daha uygunsun? Ayrıca bu sorunun cevabını verirken okuyan kişinin çok zamanını da almamalıyım.

Yani ben öyle bir motivasyon mektubu hazırlamalıydım ki okuyan kişiye 2, hatta çok iyi yazabilirsem belki de 1 sayfa içinde neden beni tercih etmesi gerektiğini anlatabilmeliydim. Böyle bir mektubun en büyük destekçisi de iyi düzenlenmiş bir CV olarak görünüyor.

Herkes kendince başarılı veya görünüşünü çok sevdiği bir CV hazırlar. Bu konu hatta biraz tartışma konusu da aslında. Göze hitap eden bir CV mi tercih edilmeli yoksa tasarımı dümdüz olsa bile içeriği doldurmaya mı dikkat etmeli? Oldukça subjektif bir konu olduğu için bence bunu tartışmak gereksiz. Yani tabi ki dolu bir içerik sizin başvurunuzu güçlendirecek olan ana etmen ama ben kimsenin güzel bir tasarıma sahip belgeyi okumaktan kaçındığını görmedim :) Yine de sınırları biraz belli olan bir çerçeve var karşımızda. Karşınızdaki hoca seri üretim hattında bütün ISO sertifikalarına sahip olmanızla ilgilenmek yerine, o laboratuvarda uygulanan tekniklerin hangilerine hakimsiniz sorusuna cevap arayacak. Ayrıca lisansüstü eğitim demek literatüre bir şeyler katmak demektir; bunu da ancak ve ancak hazırladığınız posterler, yaptığınız kongre sunumları ve yazdığınız ve yayınladığınız makaleler ile başarabilirsiniz.

***

Başvuru yaptığım hocaya neden benim bu projeye uygun kişi olduğumu göstermeye çalışıyorum demiştik. Şimdi bu yazının beni en heyecanlandıran noktasına geldik; motivasyon mektubum ve hazırladığım CV öyle bir uyum içerisinde olmalı ki, mektupta kısa kısa bahsettiğim her özelliğimi CV üzerinde kanıtlarıyla gösterebilmeliyim. Çok elegant değil mi :)

...Geçmişte bu bu bu konuları çalıştım, tezimin başlığı şuydu ve tezim kapsamında bunları bunları yaptım. Burada tecrübe kazandığım şu konular, sizin projelerinizde çalıştığınız bu konular ile oldukça ilgili ve...

Mektubumda yazdığım bu cümlelerin altını doldurabileceğim yer burası işte. Herkes hangi konuları çalıştığını süslü cümlelerle anlatabilir ancak eğer siz çalıştığınız konularla ilgili bir kongreye katıldıysanız, bir makale yazdıysanız veya bir yerde bir sunum yaptıysanız bu, bu işi ne kadar ciddiye aldığınızı gösterir karşı tarafa. Akademide ilerlemenin yapı taşlarının farkında olduğunuzu ve henüz yolun başında olsanız bile gerekenleri yapmaya başladığınızı ifade eder.

...bu çalışmalarınızda kullandığınız bu teknikler, benim tecrübeli olduğum bu tekniklerle birleştirildiğinde araştırmalarınıza farklı bir bakış açısı...

Herkes herhangi bir konuda tecrübeli olduğunu söyleyebilir ancak siz bir yerde yaptığınız staj sonucunda bu tecrübeyi kazandıysanız, veya bu konuda bir eğitime katılıp bir şeyler öğrendiğinizi düşünüyorsanız tecrübeli olduğunuz konudaki tecrübenizi kanıtlayabileceğiniz bazı veriler var elinizde demektir. Karşı tarafın aklında oluşturmak istediğim cümle şu: “Bakın ben size bu konuda katkı sağlayabilirim çünkü kongre sunumumdan da görebileceğiniz gibi ben bu konuyu biliyorum.”

Yani işin özü,

motivasyon mektubunuzda kendinizi anlattığınız cümlelerin altını doldurabileceğiniz bir araç aslında CV. Aynı şekilde, CV’de yazdıklarınızın karşı tarafın işine nasıl yarayabileceğini anlatacağınız araç da motivasyon mektubunuz.

Peki, az önceki başarısızılığıma geri dönecek olursak. Ben neyi yanlış yapmıştım? 50 tane birbirinden tamamen ayrı mektup mu yazmalıydım gerçekten?

Şanslıydım ki ilk başta verdiğim cevabım değişmemişti: hem evet, hem hayır. Yaptığım hata çok basitti: o kadar fazla sayıda mektup göndermiştim ki çok kısa zamanda, bu işten bıkmıştım. O yüzden son zamanlarda mektuplarıma gereken ilgiyi göstermiyordum. Oluşturduğum iskelet çok katılaşmıştı ve kocaman bir mektup içerisinde yalnızca birkaç cümle değiştiriyordum; başvuru yaptığım hocanın ismi, üniversitenin ve projenin adı, bir de en sonda “şu şu makaleniz” ile başlayan cümlemdeki “şu şu” kısmı.

Hocanın “mektubun çok jenerik duruyor” geri dönütünden sonra kendime birkaç gün zaman tanıyıp sakin bir kafayla mektubumu tekrar değerlendirdiğim zaman bu eleştirinin önemini kavradım.

Yapmam gereken çok basitti: mektuplarıma biraz daha fazla zaman ayırmalıydım…

Bu, öğrendiğim ve bu yazıda bahsetmeye çalıştığım 3 noktanın ilkiydi. Bu noktaları bu yazının bir özeti olarak tekrar yazmak gerekirse:

  • Motivasyon mektubum, benim diğer adaylara kıyasla neden bu projeye daha uygun olduğumu gösterdiğim belge. Gelecek hedeflerimin projenin ve grubun ana hedefleriyle uyumlu olduğunu, bu projenin bana ve gruba neler katabileceğini, bu esnada benim gruba neler katabileceğimi göstermem gerekiyor.
  • Ben projeye ve gruba katkı sağlarken hangi tecrübelerimden faydalanacağımı motivasyon mektubumda yazdım ama bunun kanıtlarını göstereceğim asıl belge hazırladığım CV.
  • Bütün bunları yaparken acele etmeye gerek yok. Hatta uzun uzun zaman ayırmak gerekiyor çünkü hayatınızı şekillendirebilecek bir başvuru yapıyorsunuz; zamanınızı kullanın.

***

Bir sonraki bölüm bu serinin son yazısı olacak. Gerekli heyecana kapılıp, motivasyon mektubu ve CV hazırlayıp gönderdiğimiz zaman karşımıza çıkabilecek son bir basamak kalıyor: mülakat benzeri bir görüşme olacak mı?

Biraz bu konudan bahsederek yazı dizisini kapatacağız yine çeşitli anılar eşliğinde. O zamana dek,

Hoşçakalın!

--

--